19 Mart 2009 Perşembe

BASIN AÇIKLAMASI

Sayı : 2000/29
Konu : Kamudaki Ücret Dengesizliği 27.03.2000


BASIN AÇIKLAMASI (12)

•Asgari ücret 118.800.000 lira iken, Milletvekillerine 6 milyar maaş ödenmesini teklif etmek elbette yanlış. Ancak !...
•Atanmışlar seçilmişlerden fazla ücret almalı mı?
•Kamudaki ücret dengesizliği,
•Denetim Elemanlarının aylıkları son 20 yılda reel olarak %100 geriledi
•Denetimin sorunlarını çözmeden “Temiz Toplum”a ulaşmak mümkün değil
•Hükümet Programında yer alan denetimle ve yolsuzlukla mücadeleye ilişkin vaatler biran önce hayata geçirilmelidir.

24 Şubat 2000 tarihli gazetelerde; “Ahlaksız Teklif”, “Bu ikiliye dikkat”, ”Oyun Tutmadı” gibi suçlayıcı başlıklar altında şu haber yer aldı; “Anayasa Komisyonu'nda 5+5 paketi görüşülürken, DSP'li Özgenç ve DYP'li Gökdemir, kıyamet koparacak bir önerge verdi: Anayasa'daki 'Milletvekili maaşı en yüksek devlet memurundan fazla olamaz' ifadesi, 'En yüksek kamu görevlisinin maaşından az olamaz' şeklinde değiştirilsin. Böylece milletvekili maaşı bir çırpıda 1.7 milyardan 6 milyara çıkacaktı.”

Asgari ücretin 118.800.000.- lira olduğu bir ortamda milletvekillerinin 6 milyar gibi bir maaş almaları, elbetteki yanlıştır. Önerge bu sonuç hedeflenerek verilmişse, halka saygısızlıktır, Ayıptır.

Ancak, basın-yayın kuruluşları da seçilmişlerden kat kat fazla alan atanmışların kimler olduğunu hiç irdelememişler, bunun yerine kolayı seçerek parlamenterleri suçlamayı tercih etmişlerdir.

Bu olayı ele alan gazetelerin başlıkları; “Bu kamu görevlileri kim”, “Asgari ücretin 50 katı aylık kime ödeniyor?” ve ”Kamuda ücret dengesizliği” olsaydı, sorun o zaman gerçek yönüyle ortaya konmuş olurdu.

Bu olay medyada çok geniş bir şekilde yer alırken benzer bir haber, gazetelerimizin en okunmayan köşelerinde yer aldı;” “Zimmet” suçundan yargılanan Cumhurbaşkanlığı Mali İşler Dairesi Başkanı, mahkemedeki ifadesinde; Cumhurbaşkanlığından emekli olduktan sonra Cumhurbaşkanlığında sözleşmeli olarak çalışmaya devam ettiğini, ayda eline 2,5 milyar geçtiğini, mal varlığını da bu yüksek maaşıyla edindiğini söyledi”. Aynı haberin devamında, aynı suçtan yargılanan diğer sanığın hem MGK Genel Sekreterliğinde hem de Cumhurbaşkanlığında görev yaptığını ve eline 1,5 milyarın üzerinde para geçtiğini belirttiği, dolayısıyla malvarlığını bu birikimleri ile edindiğini ifade ettiği belirtiliyordu.

Asgari ücretin 118.800.000 lira olduğu bir ortamda, bazı kamu görevlileri çift maaş alabilmesi, bazı kamu görevlilerinin aylıklarının 6 milyar liraya ulaşması kamuda ücret çarpıklığının ne boyutta olduğunu göstermesi bakımından ilginçtir. Şoföründen az maaş alan Genel Müdürler, yanında çalışan işçinin yarısı kadar aylık alamayan mühendisler, neredeyse karın tokluğuna çalışması istenilen doktorlar, fonlardan maaş alan kamu görevlileri, aylıkları milyarlara ulaşan ekonomi baronları vb. kamudaki ücret sisteminin çarpıklıklarının diğer örnekleridir.

Bazı kamu işçilerinin eline ayda 600 milyonun üzerinde bir miktar geçerken, bazı KİT’lerde çalışan teknisyenler bir ayda 400 milyon liranın üzerinde aylık alırken, bazı kamu kurumları çalışanlarına özel kanunlarına dayanılarak, başka kurumlarda aynı görevi yapanların 3-4 katı maaş ödenirken, 25 yıl hizmeti olan bir Bakanlık Müfettişine bir ayda 423 milyon lira ödenmesi kamudaki ücret sistemindeki çarpıklığın en bariz örneğidir .

O müfettiş ki, “Temiz Toplum” için sistemin sigortasıdır. O müfettiş ki, karda-kışta kapalı yollarda yolsuzlukları soruşturur. Ayda milyarları alanların hiç gitmedikleri-gitmeyecekleri Anadolu’nun en ücra kasabalarında devletin üç kuruşunun hesabını sorar. Devletin hakkını her ortamda arar. Ama kendi hakkını aramaz. Arayamaz.

Müfettiş, binlerce üniversite mezunu yarışmacı arasından, bu ülkede yapılan en şaibesiz sınavlarda başarılı olarak göreve başlar. Üç yıllık sınav döneminde başarılı olabilirse, yeterlik sınavına girmeye hak kazanır. Yeterlik sınavında başarılı olabilirse müfettiş olabilir. Başlangıçta ücret olarak, müfettiş yardımcılığı sınavını kazanamayan emsallerinin önündedir. Ama zamanla bu fark kapanır. Yıllar müfettişin aleyhine çalışır. Her ikisi de emekliliği hakettiğinde Müfettiş yardımcılığı sınavını kazanamayan emsali, eğilmeyi bükülmeyi beceremeyen müfettişin iki misli ücret almaktadır.

1970’li yıllarda Bakanlık Müsteşarının maaşının 1,3 katı maaş alan bir Bakanlık Başmüfettişinin maaşı 1983 yılında Müsteşar maaşı ile eşitlenmiştir. Bugün bir Bakanlık Başmüfettişinin maaşı bir Bakanlık Müsteşarının maaşının % 67’sine gerilemiştir. Bu veriler, aynı zamanda 1980’den sonra ülkeyi yöneten siyasi iktidarların denetime bakışını da yansıtmaktadır.

Bu tespitler kamudaki diğer denetim elemanları için de geçerlidir.

57. Hükümetin kurulması; gerek denetim elemanlarının, gerekse onların tamamının tek meslek örgütü olan DENETDE’nin denetimin sorunlarının çözüleceği, yolsuzlukların üzerine gidileceği yolundaki ümitlerini artırdı.

Zira, gerek sayın Bülent Ecevit, gerekse sayın Devlet Bahçeli dürüstlükleri ile temayüz etmiş liderlerdi. Sayın Mesut Yılmaz hakkındaki davalardan aklanmadan hükümete girmesinin doğru olmayacağını beyan etmişti. Her üç partinin programları ve seçim bildirgeleri denetimin önemine ilişkin hükümler içeriyordu.

Bütün bunların yanında hükümet programındaki;
“Kamudaki denetim karmaşasına son verilecektir........Kamudaki denetleme kurumlarına eleman alımında özenli seçime ve meslek içi eğitime önem verilecek, denetmen kişiliğinin ve görev sorumluluğu bilincinin geliştirilmesine yönelik önlemler alınacaktır...... Yargı dışı denetim sistemlerinin geliştirilmesi konusunda da gerekli yasal düzenlemeler yapılacaktır.” şeklindeki ifadeler yanında Maliye Bakanımızın ve Hazineden Sorumlu Devlet Bakanımızın müfettiş kökenli olmaları denetimin sorunlarının çözüleceği yolundaki umutlarımızı güçlendiriyordu.
Ancak, bugüne kadar Denetim Elemanlarının sorunlarını çözücü hiçbir gelişme olmamıştır.
Görevleri gereği, farklı olmak, yaşantısıyla örnek olmak, iyi giyinmek, iyi yaşamak durumunda olması gereken Denetim Elemanları, bırakın iyi giyinmeyi-iyi yaşamayı, yaşamlarını sürdürmede zorluk çeker duruma gelmişlerdir.
Derneğimize, üyelerimizden; ücret yetersizliğini protesto için yürüyüş yapalım, bordrolarımızı Başbakanlığın önünde yakalım, iş yavaşlatalım gibi Denetim Elemanlarının kolay kolay yapmayacakları, kamuoyunun denetim elemanlarına yakıştıramayacağı eylem teklifleri gelmektedir. Bazı üyelerimiz yarı şaka yarı ciddi “Müfettiş Sığınma Evleri” kurmamızı teklif etmektedirler.
Öte yandan “Sosyal Güvenlikle İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Temsil Tazminatı Ödenmesi Hakkındaki Kanun”un 5. maddesi; makam tazminatı alan tüm personele temsil tazminatı ödenmesini ve temsil tazminatı miktarlarının Bakanlar Kurulunca belirlenmesine amir bulunmaktadır. Bakanlar Kurulunun bu oranları belirlememesi, Denetim Elemanlarının bu tazminattan yararlanmayacakları söylentilerinin yaygınlaşması Denetim Elemanlarının sorunlarının çözüleceğine ilişkin umutlarını azaltmıştır.

Artık şu husus anlaşılmalıdır; Denetim Mekanizması güçlendirilmeden, denetimin ve denetim elemanlarının sorunları çözülmeden, yolsuzlukları önlemek, “Temiz Toplum”a ulaşmak hayaldir.

Müfettiş kimliğinden her zaman övünçle bahsetmesine karşın, Maliye Bakanı olduğu her dönemde Müfettişlerin özlük haklarının gerilemesini engelleyemeyen Sayın Sümer Oral’dan ve yolsuzlukla mücadelede kararlı olduğuna inandığımız hükümetimizden;

•Kamu görevlileri arasındaki ücret dengesizliğini giderecek tedbirler almalarını,
•Denetim elemanlarının reel olarak 1970’lere göre %100, 1983’e göre %67 gerileyen maaşlarını eski düzeylerine çıkaracak düzenlemeler yapmasını,
•“Sosyal Güvenlikle İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Temsil Tazminatı Ödenmesi Hakkındaki Kanun”un 5. maddesi gereğince temsil tazminatı miktarları belirlenirken denetim elemanlarının mağduriyetlerinin giderilmesini ve temsil tazminatı göstergelerinin yüksek tutularak emekliliğe özendirilmelerini, böylece hantallaşan denetim yapısının dinamik hale getirilmesine katkıda bulunulmasını,
•Hükümet programında yeralan yolsuzlukla mücadeleye ve denetimin yapısının güçlendirilmesine ilişkin vaatlerinin biran önce hayata geçirilmesini,
•Biran önce “Denetim Hizmetleri Sınıfı” oluşturulmasını.

Talep ediyoruz.

Fazlı KÖKSAL
Genel Başkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder