19 Mart 2009 Perşembe

KÖŞE YAZARLARINA MEKTUP

12.05.2000

SAYIN OKTAY EKŞİ
Ufak Değişikliklerle Farklı Gazetelerin 23 Köşe Yazarına Gönderilmiştir.

Başkanı Bulunduğum DENETDE (Devlet Denetim Elemanları Derneği) kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde görev yapan denetim elemanlarının (Başbakanlık, Bakanlık ve Genel Müdürlük Müfettişleri, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu üye ve denetçileri, Sayıştay Denetçileri ve Bakanlıkların Merkez teşkilat Kontrolörleri) üye olduğu bir dernektir. 93 farklı Teftiş Kurulunda görev yapan toplam 2987 üyemiz bulunmaktadır.

Derneğimiz tüm denetim elemanlarını temsil eden tek meslek örgütüdür. Gerek üye sayısı, gerekse üyelerinin sosyal konumu açısından ülkemizin en önemli derneklerinden birisidir.

Derneğimizin en önemli sorunlarından birisi; derneğin faaliyetlerini, denetim elemanlarının sorunlarını kamuoyuna duyuramamaktır. Biz dernek faaliyetlerini, denetim sorunlarını, denetim elemanlarının problemlerini, yolsuzlukla mücadele için yapılması gerekenleri, çıkan yasalardaki eksiklikleri açıklayan toplam 12 Basın açıklaması yayınladık. Ama bunlardan hiçbirisi Hürriyet’te yer almadı. Basın açıklamalarımıza Akit, Yeni Şafak, Cumhuriyet ve Evrensel gazeteleri dışındaki diğer gazeteler de pek yer vermemişlerdir. Benzer durum, diğer kitle örgütleri için de geçerlidir. Büyük gazetelerimizin bu tavrı, kitle örgütlerinin marjinalleşmesi gibi tehlikeli bir ihtimali gündeme getirmektedir.

Eğer gerçekten demokrasi istiyorsak, meslek örgütlerinin görüşlerine de değer vermek zorundayız. Hele yolsuzlukların gündemden inmediği, herkesin temiz toplum taleplerini dile getirdiği bir ülkede, denetim elemanlarının tek meslek örgütü olan DENETDE’nin söylediklerinin kamuoyunca öğrenilmesi gerekir diye düşünüyoruz.

HÜRRİYET’in denetim elemanlarına ve DENETDE’ye haksızlık ettiğini düşünüyorum. Tesbit edebildiğim kadarıyla 01.01.1999 tarihinden günümüze kadar Hürriyet’te Müfettiş, Denetçi, Kontrolör kelimesi geçen 200 civarında haber yayınlanmıştır. Bu haberlerin %90’ını denetim elemanlarının tespit ettiği yolsuzluklar, başladığı soruşturmalar ve düzenlediği raporlarla ilgilidir. Çok az sayıda Denetim Elemanlarının yanlışlarını aktaran haber vardır. Bu süre zarfında Denetim elemanlarının sorunlarına yer veren tek bir haber yayınlanmamıştır.

HÜRRİYET benim ve DENETDE’de yayın ve kültür işleri sekreteri olarak görev yapan Ali Güney’in çeşitli raporlarını çeşitli tarihlerde 1. Sayfadan manşet konusu yapmıştır. Yazdığım iki farklı rapor 03.04.1998 tarihlinde “Tele-VİP Skandalı” bir diğeri de 10.04.1998 tarihinde “Cep Avantacıları- 5000 kişi halkın cebinden konuşuyor” başlıkları ile 1. Sayfada manşetten verildi. Bunlardan ikincisi sizin tarafınızdan da “Artık Kabak Tadı Vermedi mi?” başlığı ile yazı konusu yapıldı. Hiç alakam olmadığı halde o tarihteki Genel Müdür V. Tarafından rapor sızdırmakla suçlandım. Keza Kültür ve Yayın İşleri Sekreterimiz Ali Güney’in yazdığı bir rapor da 5 Ağustos 1994 tarihli gazetenizde “Havaalanında Büyük Yolsuzluk” başlığı ile 1 sayfadan manşetten verildi. Kısacası yazdığımız raporları bizlerin mağdur olması pahasına manşetten vererek tirajını artıran gazetenizin, meslek örgütümüz olan DENETDE’nin basın açıklamalarına yer vermeyerek bizlere haksızlık ettiğini düşünüyoruz.

Sayın Ekşi; Denetim elemanlarının sorunları hâd safhadadır:

Yıllardır dile getirmemize rağmen Denetim Hizmetleri sınıfı oluşturulmamıştır. Din Adamları Sınıfı , Emniyet Hizmetleri Sınıfı, Mülki İdare Hizmetleri Sınıfı vardır ama denetim hizmetleri sınıfı oluşturulamamıştır. Bu da denetim elemanlarına farklı ücretler ödenmesine, düz memurların atama ile müfettiş yapılabilmesine, denetim yapısının özerkleşememesine, denetim elemanının baskı altında tutulmasına, denetim elemanı tanımının yapılamamasına neden olmaktadır.

Denetim hizmetleri kariyer bir meslek olmasına (Kariyer yapıyı; üniversite mezunları arasında açılan giriş sınavı, üç yıllık bir staj dönemi, stajda başarılı olanların yeterlik sınavına girmesi ve bu sınavda başarılı olanların müfettiş olarak atanması, bazı kurullarda %50’ye varan bir elenme süreci şeklinde özetlemek mümkün) hâla bazı kurumlarda, kişiler atama ile müfettiş yapılmakta ve bunlar kariyer yapıdan gelenlerle aynı ücreti almaktadırlar.

1970 yılında Bakanlık Müsteşarının 1,3 katı maaş alan bir Bakanlık Başmüfettişi, bugün aynı müsteşarın %67’i kadar ücret alabilmektedir. Yani Bakanlık müsteşarının bugün 1970’deki düzeyinde maaş aldığını kabul etsek bile, müfettişin maaşı son 30 yılda reel olarak %100 azalmıştır.

1982’de bir ay turnede kalınca maaşının 1,3 katı harcırah alan denetim elemanının bugün bir ayda aldığı harcırah maaşının %35’ine gerilemiştir.

Müfettişin idari yapı içindeki yeri de belli değildir. Bir Bakanlık Müfettişi Bakan ve Müsteşar dışında, Genel Müdürlük müfettişi de Genel Müdür dışında herkes hakkında soruşturma yapabilirken; maaşları, sosyal hakları protokoldaki yerleri çoğu zaman haklarında soruşturma yapabildiği kişilerin altında olabilmektedir. Cumhurbaşkanının kabullerine Bağımsız Genel Müdürler çağırılırken Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı çağırılmamaktadır. Keza, bakanlık Müfettişinin hakkında soruşturma yaptığı bir Genel Müdür uçağa VİP salonundan binerken, bakanlık müfettişi normal yolculara ait salona girmektedirler.

Mükerrer denetim, denetime müdahaleler, denetim elemanlarının gerektiği gibi eğitilememesi, müfettişin yolsuzluğa müdahale edebilmesi için onay almasının gerekmesi vb. yüzlerce sorun daha sıralamak mümkündür.

Denetim elemanları “devleti en iyi tanıyan” kişiler olmalarına rağmen, yönetim kademelerinde onlardan yeteri kadar yararlanılmamaktadır. Zira politikacılar için denetim elemanı “her söyleneni yapmayan kişi” dir, “kuralcı”dır, ”başını kessen doğru bildiğinden şaşmayan kişi” dir. Vb.vb. Türkiyedeki bürokratik yapı da, fazla bilene, çok çalışana, çok cesura ve çok dürüste alışkın değildir.

Bütün bunların çözümü için de olmazsa olmaz iki olayın gerçekleşmesi gerekir; a) denetim hizmetleri sınıfı b) Tüm denetim elemanlarını tek çatı altında toplayan özerk bir yapılanma. Ki denetde bunların yapılabilmesi için gerekli yasa tasarı taslakları hazırlayarak ilgili makamlara tevdii etmiştir.

Ancak; şu anda denetim elemanı için şu anda en önemli sorun, geçim sıkıntısıdır. Bugün 1. derecenin 4. kademesindeki 25 yıl hizmeti olan bir bakanlık başmüfettişinin bir ayda eline geçen miktar 423.000.000 liradır. Bu rakam, bir KİT’deki Şube Müdürünün, bir Kıdemli Başçavuşun aldığı maaşın altındadır. O müfettiş ki, mesleğe girdiği andan itibaren iyi giyinmek, en seçkin yerlerde yemek yemek, diğer personele tavır ve davranışlarıyla örnek olmak üzere yetiştirilmiştir. O müfettiş ki, her yıl 6-7 ay süren turneler nedeniyle eşini yanında götürebilmek amacıyla genelde çalışmayan hanımlarla evlenmeyi tercih etmek zorunda kalmışlardır. Bir başka deyişle denetim elemanlarının %90’ının evine tek maaş girer.

İlk bakışta, asgari ücret alana nazaran bu ücret yeterli görülebilirse de; müfettişin personele mesafeli yaşamak zorunda olması, müfettiş yardımcılığı dönemindeki yetiştirilme tarzı nedeniyle, kendini seçici-seçkinci yaşamaya zorlaması maaşıyla geçinmesini imkansız kılmaktadır.

Kalben karşı olmamıza rağmen, kamuoyunda “Kıyak Emeklilik” diye bilinen yasanın bizleri de temsil tazminatı verilecekler arasına alması için çaba gösterdik. Yasa ana çerçeve olarak bizleri de kapsıyor. Ancak miktarları belirleme yetkisini Bakanlar Kuruluna bıraktı. Maliye Bakanlığınca temsil tazminatları ödenecekler belirlenirken, denetim elemanlarının kapsam dışı tutulduğu yolunda haberler almaktayız. Kendisi de Müfettiş kökenli olan Sümer Oral randevu taleplerimize yanıt vermedi. Kısacası maddi durumumuzu biraz olsun düzeltebilecek son imkan da yok olmak üzere.

Biz Devlet Büyüklerinin katıldığı periyodik, denetim yılı açış konuşmaları yapamadığımız için sorunlarımızı geniş kitlelere duyuramadık. “Denetim elemanı vicdanıyla cüzdanı arasına sıkışmıştır.” diyemedik. Öyle bir imkanımız olsa da böyle bir düşünceyi dile getiremezdik. Çünkü biz “kan kusup yine de kızılcık şerbeti içtik” diyen bir anlayışla yetiştirildik. Ama buna rağmen, bıçak bizim için de kemiğe dayandı.

Sorunlarımızı ilgililere iletmek için çeşitli ziyaretler yaptık. Cumhurbaşkanımızı ziyaretimizde, himayelerinde bir “Denetim Kurultayı” düzenleme isteğimizi ilettik, kabul buyurdular. Denetimin sorunlarının beş gün süreyle tartışılacağı uluslararası bir kurultay planladık, ancak maddi gücümüzle bunun altından kalkamayacağımız için sponsor aradık. Kamu kurumları tasarruf tedbirleri nedeniyle böyle bir yükün altına giremeyeceklerini belirtiyorlar. Orta büyüklükteki özel kuruluşlara gebe kalmak istemiyorlar. Holdinglerle irtibata geçmekte zorlanıyoruz. Eğilmeme ve dosdoğru olma üzerine yetiştirilmiş bizler için bu tür etkinlikleri hazırlamak ne zormuş. Ar meselesi yapmasak hemen vazgeçeceğiz.

Sayın Ekşi; Denetimin ve denetim elemanlarının sorunları çözülmeden temiz topluma ulaşmanın imkansız olduğuna inanıyoruz ve sizlerden sesimizi duyurmamıza yardımcı olmanızı talep ediyoruz. Eğer denetim elemanlarının sorunlarını kamuoyuna duyurmamızda yardımcı olursanız bizleri mutlu kılarsınız.

Denetimin ve denetim elemanlarının sorunlarıyla ilgileneceğiniz umuduyla,

Saygılar Sunarım.


Fazlı KÖKSAL
DENETDE Genel Başkanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder