22 Nisan 2010 Perşembe

Danıştay Başkanı Mustafa BİRDEN`in Yolsuzluklar Hakkındaki Konuşması

Danıştay Başkanı Sayın Mustafa BİRDEN`in Ankara Barosu tarafından düzenlenen "Yolsuzluklar" konulu açık oturumda yaptığı açış konuşması

            Değerli meslektaşlarım,
            Saygıdeğer katılımcılar.
            Öncelikle, bu açık oturumu düzenleyen Ankara Barosu Yolsuzluk Araştırma Merkezi yetkililerine ve Ankara Barosunun Sayın Başkanına teşekkürlerimi sunuyorum.
            Türkiye Barolar Birliğinin Saygın Başkanı, Sevgili arkadaşım, meslektaşım Özdemir ÖZOK’a bu vesileyle selam ve sevgilerimi gönderiyor, sağlıklı bir şekilde en kısa sürede aramıza katılmasını temenni ediyorum.
            Hukukun üstünlüğünün, insan haklarının savunulması ve korunmasında tartışmasız büyük bir öneme sahip bulunan barolarımızın, hukuki meselelerin ve toplumsal sorunların farklı bakış açılarından tartışıldığı, çözüm önerilerinin ortaya konulduğu bu tip toplantılara ev sahipliği yapmalarını memnuniyetle karşıladığımızı belirtmek istiyorum.
            Değerli konuşmacılar tarafından daha ayrıntılı olarak ele alınacak olan “Yolsuzluklar” konusunda önemli gördüğüm bazı hususlara dikkatinizi çekmek ve bu konudaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
            Toplumsal yozlaşma ve bozulmayı ifade eden yolsuzluk, sadece bugünün konusu olmadığı gibi, Ülkemize has bir sorun da değildir.
            En ilkelinden en gelişmişine kadar tüm toplumların ortak sorunu olan yolsuzluğun önüne, dünyanın en gelişmiş demokrasilerinde dahi tam anlamıyla geçilmiş değildir.
            Ancak, Ülkemizin, uluslar arası şeffaflık örgütü tarafından düzenlenen yolsuzluk endeksi verilerine göre çoğu Avrupa ülkesinin gerisinde kalması, yolsuzlukla mücadelede arzu edilen başarıyı yakalayamadığımızı göstermekte; bu durum ise, köklü devlet geleneğine sahip Millet olma vasfımızla bağdaşmamaktadır.
            Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 2004 yılında 5065 sayılı Kanun ile onaylanması uygun bulunan, “Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesi”nde de belirtildiği üzere, yolsuzluk: rüşvet ya da haksız menfaat temin etmenin ötesinde;
            - Demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü için ciddi tehdit oluşturan,
            - İyi yönetim, hakkaniyet ve sosyal adalet ilkelerini temelden yıkan,
            - Rekabeti ve gelir dağılımını bozan,
            - Kurumları ve toplumun ahlâki temellerini derinden sarsan,
            ciddi bir sorundur.
            Yolsuzluğa:
            - Kamu kaynak ve imkanlarını kullanmada, sınırları iyi çizilmemiş, geniş, hatta, keyfi hareket serbestisi tanıyan takdir yetkisinin,
            - Kullanım alanı maksadını aşar nitelikte genişletilmiş, gizlilik ve devlet sırrı kavramlarının,
            - Kamuda yürütülen kimi işlemlerde karmaşıklığı ve biçime gereğinden fazla riayeti ifade eden bürokrasinin, başka bir anlatım ile kırtasiyeciliğin,
            zemin oluşturduğu şüphesizdir.
            Yolsuzluk konusunu özel olarak düzenleyen 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ile bu konuda özel düzenlemelere yer veren:
            - 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu,
            - 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu,
            - 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu,
           - 4208 sayılı Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine ve diğer kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun ve
            - 213 sayılı Vergi Usul Kanununun
            yolsuzlukla mücadelede yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir.
             Mevzuattaki bu dağınıklığı giderecek, genel kural ve ilke koyacak, yargılama usulünde sadelik ve birlikteliği sağlayacak, evrensel hükümleri bir araya toplayacak, başta bilgi paylaşımı olmak üzere kurumlar ve uluslar arası iş birliğini düzenleyecek genel bir Yolsuzlukla Mücadele Kanununa ihtiyaç bulunmaktadır.
            Yolsuzlukla mücadelede, sadece cezai yaptırımlarla başarıya ulaşmak mümkün değildir.
            Yolsuzlukların önlenmesinde tarafsız ve özgür basın, bilgi edinme hakkı, şeffaf ve iyi yönetim anlayışı, mali denetim ve mal bildirim sisteminin etkili kullanımı önemli faktörlerdir.
            Tâbiki, her konuda olduğu gibi, temel ahlâki değerlere sahip, yozlaşmamış, eğitimli, kaliteli insan unsurunun başta geldiği kuşkusuzdur.
            Bu nedenle, yolsuzlukla mücadelede dürüst, şaibesiz, lider ve yöneticilerin topluma örnek model oluşturması çok önemlidir. Bu konuda yetkili kurul ve organlar, kamu görevlileri ve siyasetçilerin uymaları gereken etik kural ve davranış biçimleri konusunda halkı yeterince bilinçlendirmelidirler.
            3628 sayılı Yasa ile düzenlenen mal bildiriminde bulunulması ile ilgili usul ve esaslar yeniden düzenlenmelidir.
            Bildirimler, rutin iş olmaktan çıkarılmalıdır. Bilgilerin doğruluğuna, mal varlığındaki değişikliklerin dayanağına ve kaynağına ilişkin etkin bir kontrol mekanizması geliştirilmeli, gelir ile yaşam standardı arasındaki denge iyi izlenmelidir.
            Yolsuzlukla mücadelede en etkili müesseselerden biri teftiş ve denetim kurullarıdır. Bu kurullar çalıştırılmaz, teftiş ve denetime gereken önem verilmez, müfettiş raporlarına itibar edilmez ise, yolsuzluk girişimlerinin önlenmesi, yapılanların ise ortaya çıkarılması güçleşir.
            Hesap verebilirliğin temelinde, denetim ve kontrol mekanizması yatar. Yapılan işin, alınan kararın mevzuata ve hizmet gereklerine uygunluğu bakımından denetim ve kontrol mekanizması başlı başına bir caydırıcılık unsurudur.
            Bu işlevi, tarafsız ve liyakatlı kişilerin elinde yerine getiren teftiş ve denetim birimlerinin, yolsuzlukların önlenmesi, sorumluluların ortaya çıkarılıp cezalandırılması konusunda dava ve yargılama sürecine olan ciddi katkısı göz ardı edilemez.
            Bu nedenle, teftiş ve denetim kurullarını zayıflatan, etkisizleştiren, yasal düzenleme girişimlerinden vazgeçilmeli; aksine, bu kurullar güçlendirilerek, siyasi etki ve yönlendirmelerden uzak, bağımsız bir yapıya kavuşturulmalıdır.
            Yolsuzluk suçlarına ilişkin daha etkin soruşturma yöntemlerinin geliştirilmesi, soruşturma ve yargılama süreci önündeki dokunulmazlık gibi engellerin kaldırılması, bu suçların daha ağır yaptırımlara bağlanması yolsuzlukla mücadelenin başarı şansını artıracaktır.
            Yapanın yanına kâr kalmaması, toplumdaki bu olumsuz kanaatin kırılması için, yolsuzluk suçlarında zamanaşımı süreleri gözden geçirilerek bu süreler uzatılmalıdır.
            Unutulmamalıdır ki, yolsuzluk nedeniyle uğranılan kamu kaynaklarının yükü, sadece yolsuzluğun yaşandığı nesil tarafından değil, gelecek nesillerce de çekilmektedir.
            Geçtiğimiz Şubat ayı içerisinde, Bakanlar Kurulunca, “Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Stratejisi” kabul edilerek Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Tabiki yolsuzlukla mücadelede takip edilecek yöntemin, alınacak tedbirlerin, yapılacak yasal düzenlemelerin yazılı bir belgeye bağlanması doğru ve yerinde bir yaklaşım tarzıdır.
            Yine bu Stratejik Planda, özellikle, siyasi partilerin ve seçim kampanyalarının finansmanında, açıklık ve şeffaflığa ilişkin uygulamaların geliştirilmesinin ve denetimin etkinleştirilmesinin ön görülmesi yolsuzlukla mücadelede etkili olabilecek düzenlemelerdir.
            Ancak, burada önemli olan hususun Avrupa Birliğinin istekleri arasında yer alan bu Planın yazılı metne bağlanması değil, bu düzenlemelerin hayata geçirilmesindeki samimiyet ve kararlılık olduğu kuşkusuzdur.
            Sözlerime burada son verirken, finansal krize girip iflasın eşiğine gelen Yunanistan Başbakanının, “Bizi bu hale yolsuzluk ve dokunulmazlık getirdi.” yolundaki yakınmasına kulak verilmesi ve herkesin kendi payına düşen dersi çıkarmasını bilmesi gerektiğini düşünmekteyim.
            Yolsuzluklardan arınmış, temiz bir toplum dileği ile siz değerli katılımcılara saygılarımı sunuyorum. 16.04.2010

                                                                                                                Mustafa BİRDEN
                                                                                                                Danıştay Başkanı
                               

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder