8 Eylül 2018 Cumartesi

BİR ATAMANIN HATIRLATTIKLARI


“Ey iman edenler! İnsanlar arasında adaletle hükmedin ve emaneti işin ehline verin.” Nisâ Sûresi, 58

Eskiden üç mesleğe giriş, meslekte yetişme ve yükselme çok özel kurallara tabii idi...
1) Hariciye memurları..
2) Denetim elemanları...
3) Hakimler ve savcılar...
Bu mesleklerin giriş ve yükselme sınavlarında; bilgi kadar, giyim-kuşam, tavır-davranış ve kültürel birikim de önemli idi...
Ben müfettişliğe PTT'de Müfettiş yardımcısı olarak başladım... Kapıdan üstadımdan önce çıktığım için fırça yedim, ondan izin almadan başkalarının yanında görüş beyan ettiğim için azarlandım... Pilavı kaşıkla yediği, Sümerbank'tan takım elbise aldığı, markasız gömlek giydiği için uyarılan arkadaşlarımız oldu... Ama bunun yanında erdemli, dürüst, adil olmanın gerekliliğini de anlattı üstatlarımız... Ve memuriyet hayatıımda bu umdelere sadık kalmaya çalıştım... Çok katı müfettiş yardımcılığı eğitimi sırasında hüngür hüngür ağladığım, hırsımdan uykularımın kaçtığı günler oldu... Ama beni ağlatan üstatlar da dahil hepsini şimdi saygıyla vefat edenleri de rahmetle anıyorum.. Çok şeyler öğrendim onlardan..
Maliye müfettişliği ve hesap uzmanlığı, bize göre çok daha katı kurallara tabii idi... Hariciye memurluğunun kuralları çok daha katı, çok daha şekilci idi... Yani "monşer" olmak çok çok zordu...
Nerden mi aklıma geldi?
Bilmem...
Şaban DİŞLİ'nin Lahey Büyükelçiliği'ne atandığına ilişkin haberleri okurken gözümün önünde bu hatıralar canlandı... 
Ne mi ilgisi var?
Evet yok... Ama insan düşüncelerine hakim olamıyor ki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder